Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


“OLAYIN TEK TANIĞI OLAN … … HAKKINDA ÇIKARILAN ZORLA GETİRME KARARI ÜZERİNE KOLLUKÇA DÜZENLENEN 15.04.2021 TARİHLİ TUTANAK İÇERİĞİNDE “…BAŞKA ÜLKEDE BULUNMASI NEDENİYLE TEMİNİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI” BELİRTİLMESİNE RAĞMEN, DURUŞMA TUTANAĞINA BU DURUM DERCEDİLEREK TANIKLIĞINDAN VAZGEÇİLMESİ İLE SORUŞTURMA AŞAMASINDAKİ BEYANININ OKUNULMASIYLA YETİNİLMESİNE DAİR BİR KARAR VERİLMEMESİNE RAĞMEN; 5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN DELİLLERİ TAKDİR YETKİSİBAŞLIKLI 217. MADDESİNİN 1. FIKRASINDAKİ “HÂKİM, KARARINI ANCAK DURUŞMAYA GETİRİLMİŞ VE HUZURUNDA TARTIŞILMIŞ DELİLLERE DAYANDIRABİLİR. BU DELİLLER HÂKİMİN VİCDANÎ KANAATİYLE SERBESTÇE TAKDİR EDİLİR. ” HÜKMÜNE AYKIRI OLARAK TANIĞIN SORUŞTURMA BEYANINA GEREKÇELİ KARARDA YER VERİLMESİ VE MAHKUMİYETE ESAS ALINMASI HUKUKA AYKIRIDIR”.

YARGITAY

6. CEZA DAİRESİ

Esas Numarası: 2022/14558

Karar Numarası: 2024/7455

Karar Tarihi: 11.06.2024

HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 288 inci maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanun’un 294 üncü maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanun’un 301 inci maddesinin “Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usûle ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık … ve sanık … müdafinin temyiz dilekçelerinde belirttiği sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede;

1.Müşteki ile müştekinin kuzeni ve olayın tanığı olan …’nın parkta oturdukları sırada sanıkların ellerinde madde kokladıkları poşetlerle yanlarına geldikleri, sanıkların müştekiden önce içecek istediği, müştekinin içeceği vermesi üzerine sanıklardan …’nin müştekiden para istediği ve sanığın müştekiden toplamda 87,00 TL aldığı, 20,00 TL sini kardeşi İlhami’ye verdiği olayda; müşteki hazırlık ifadesinde “Bende şahısların madde etkisinde olmalarından ötürü ve bize saldırmalarından endişe ederek üzerimde bulunan 87 Tl yi çıkardım ve bu paranın içerisinden 10 TL çıkarıp Peyamiye uzattım, … elimde bulunan diğer paraları yani bana kalan 77 TL yi görünce zorla elime sarıldı ve o parayıda benden aldı” şeklinde beyanda bulunmuş, kovuşturma aşamasında talimat mahkemesinde verdiği ifadesinde ise “sanıklar İlhami ve … yanımıza geldiler, bir ellerinde bali bulunan poşet vardı. Diğer elleri bellerine koymuş vaziyettelerdi. Şahıslara kola ikram ettik. Fakat akılları tam olarak yerinde değildi. …’i darp ettiler. Bunun üzerine … aramızdan ayrıldı. … bana ”Bana para versene” dedi. Ben de şahısların o esnada uçucu madde almış olmaları ve ellerini belinde tutmaları nedeniyle belinden bıçak çıkaracağı korkusuyla cebimden cüzdanımı çıkarttım, ”20 Tl var 10 Tlsini vereyim” dedim ve 10 TL’yi …’ye uzattım. … çıkartmış olduğum cüzdanın içini parmağını sokarak cüzdanda bulunan 77 TL’yi aldı ve parayı saydı.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Görüldüğü üzere müştekinin her iki ifadesi arasındaki çelişkiler giderilmeden sanığın cebir kullanarak müştekiden parayı aldığının kabulü ile eksik araştırma ile karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

2.Müştekinin zararının giderildiğini beyan ettiği, sanıkların ise 16.02.2021 tarihli duruşmada “yaklaşık 2.5-3 ay önce zararın ailesi vasıtasıyla giderildiğini” beyan etmelerine rağmen müştekinin zararının giderildiği tarihin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak derecede açıklığa kavuşturularak 5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesine göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

3.Olayın tek tanığı olan … … hakkında çıkarılan zorla getirme kararı üzerine kollukça düzenlenen 15.04.2021 tarihli Tutanak içeriğinde “…Fransa ülkesinde bulunması nedeniyle temininin mümkün olmadığı” belirtilmesine rağmen, duruşma tutanağına bu durum dercedilerek tanıklığından vazgeçilmesi ile soruşturma aşamasındaki beyanının okunulmasıyla yetinilmesine dair bir karar verilmemesine rağmen; 5271 sayılı Kanun’un 217 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir. ” hükmüne aykırı olarak tanık beyanına gerekçeli kararda yer verilmesi ve mahkumiyete esas alınması hukuka aykırı bulunmuştur.

4.Kabule göre de;

Sanıkların müştekiden 77,00 TL parasını yağmaladığı olayda, suç tarihi olan 10.08.2020 itibarıyla paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları birlikte değerlendirildiğinde, sanıklar hakkında yağma suçundan hüküm kurulması sırasında değer azlığı nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 150 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, nedeniyle hükümde, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmuştur.

Açıklanan nedenlerle, sanık … ve sanık … müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 11.10.2021 tarihli, 2021/1802 Esas ve2021/2414 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci uyarınca Sakarya 6. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

11.06.2024 tarihinde karar verildi.