Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


Miras bırakan kişinin vefat etmeden önce sahibi olduğu taşınmazları mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla devretmesi halinde mirasçılar bu taşınmazların miras hisseleri oranında tapuda kendileri adına tescili için süresiz olarak dava açabilmektedir

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2022/8345

Karar Numarası: 2023/1325

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yenişehir Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 07/03/2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat … … … ile temyiz edilen davacı vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı …’in, tüm iyiniyeti ve güveni ile kendisine her türlü yolla intikal eden veya edecek taşınmazlar ile ilgili gerekli işlemleri yaptırması adına Yenişehir Noterliğinin 07.08.2009 tarihli ve 5853 yevmiye no.lu vekaletnamesi ile oğlu olan davalı …’i vekil tayin ettiğini, davalı vekil …’in ise, mirasbırakanları … adına kayıtlı dava konusu 116 ada 2 parsel sayılı taşınmazı 19.08.2009 tarihinde diğer davalı …’ya sattığını, davalı …’nın vekalet hakkının kendisine yüklediği yükümlülüklere uygun davranmadığını, vekalet hakkını kötüye kullandığını, özen ve sadakat borcunu yerine getirmediği gibi, hesap verme borcunu da yerine getirmeyip, elde ettiği menfaati de mirasbırakana tediye etmediğini, kaldı ki, vekaletnamenin düzenlenmesi tarihinde mirasbırakan …’nin sağlık durumunun ne şekilde olduğunun bilinmediğini, davalıların çıkar ve işbirliği içerisinde olduklarını, davalı …’nın kendisinden miras kaçırmak için, dava konusu taşınmazın satış işlemini gerçekleştirdiğini, mirasbırakana hiçbir ödeme yapılmadığını, temlikin muvazaalı olduğunu, taşınmazın davalı … tarafından kullanıldığını, davalı …’nın kayınvalidesi olan diğer davalı …’nin kötüniyetli olduğunu, işlemdeki amacın kendisine miras payı vermemek olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakan …’in 2009 yılında geçirdiği bir kaza sonucu düşerek bacağını kırdığını, davalı …’nın mirasbırakan annesini evine götürdüğünü ve bakımıyla eşi ile birlikte ilgilendiklerini, davacının ise annesinden hep uzak durduğunu, mirasbırakanın bacağını kırdıktan sonra bir daha eskisi gibi olamadığını, sürekli bakıma muhtaç yaşadığını, oğlunun (davalı …’in) ve gelinin kendisine bakmasını maddi anlamda bir nebze olsun kolaylaştırmak adına vekaletname verip dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazının bakım ve tedavi giderlerini karşılamak amacıyla satılmasını istediğini, satış işleminin gerçek olduğunu ve satış bedelinin alındığını, satış bedeli ile bakım masraflarının karşılandığını, mirasbırakanın başka taşınmazları da olduğunu, diğer davalı …’nin alım gücü bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlar, yargılama sırasında davalı …’nın ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakanın asıl maksadının bakım ve gözetiminin karşılığını ödemek olduğu, bu nedenle vekalet görevinin kötüye kullanılması ve davacıdan mal kaçırmak kastı ile muvazaalı satışın söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki ve yargılama sırasındaki beyanlarını yineleyip, dava konusu taşınmazın halen …’in mirasçısı ve oğlu … tarafından, ilk günden beri … tarafından kullanıldığını, …’in söz konusu vekaletnameyi kullanarak dava konusu taşınmazı …’ya sattığını, satış işleminin altındaki gerçek sebebin mirasçı davacıdan mal kaçırmak olduğunu, diğer davalı …’nın, … ile çıkar ve iş birliği içerisinde hareket ettiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının miras payına hasren dava açtığı, terekeye döndürme isteminin bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın ise dava tarihinde mirasçı olmayan üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu, davacı dışında mirasbırakanın başkaca mirasçılarının da bulunduğu, her ne kadar diğer mirasçılar da davada davalı olarak yer almakta iseler de davanın miras payına hasren açıldığı, öncelikle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, bu nedenle temlikin geçersiz olduğu ileri sürülerek miras payı oranında iptal ve tescil isteminde bulunulduğu, ne var ki kayıt maliki üçüncü kişiye karşı mirasbırakana teb’an vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeni yönünden pay oranında açılan tapu iptali ve tescil isteminin dinlenme olanağının bulunmadığı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı davalı …’in kayınvalidesi diğer davalı …’ya satışının davacı mirasçısından mal kaçırmak amacı ile ve muvazaalı olduğu gerekçeleriyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinde vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal ve tescil talep edildiğini, dava dilekçesinin hiçbir yerinde muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil talep edilmediğini, dava dilekçesi incelendiğinde, tamamen vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı beyanlarda bulunulduğunu, özelikle mirasbırakanın iyiniyetli olduğunu beyan etmesinin durumu açıkça ortaya koyduğunu, muris muvazaası hukuki sebebine dayanılmadığını, davacının dava dilekçesinde mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçıma amacıyla hareket ettiği konusunda bir beyanı bulunmadığını, sadece miras payının zedelendiğini beyan etmiş ise de bu durumda mirasbırakanın vefatından sonra tenkis davası açması gerektiğini, BAM kararında davalı ile mirasbırakanın birlikte hareket ederek diğer mirasçılardan mal kaçırma gayesini ortaya koyacak şekilde gerekçe oluşturulmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla mal kaçırıldığı konusunda da delil bulunmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın ihtiyaç nedeniyle mirasbırakanın talimatına uygun olarak satıldığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu ve ispatlanamadığını, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin reddi nedeniyle davalı tarafa nispi vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, yargılama giderleri (harç) hesaplamasında hataya düşüldüğü gibi davacı tarafça yapılan ve yatırılması gereken harçların tamamının davalı tarafa yükletilmesi, davalı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasının da hatalı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (TMK. 640. Md. ) tartışmasızdır. Mirasçı olmayan kişiye karşı ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs hukuki nedenlerine dayalı miras payı oranında açılan tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağının bulunmadığı, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin de pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün hale getirmeyeceği de açıktır.

2. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu’nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras … çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına,

Aşağıda yazılı 23.365,79 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.