Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMADA KIDEM SÜRESİ İŞ İLİŞKİSİNİN KURULDUĞU TARİH İLE FESİH EDİLDİĞİ TARİH ARASINDA GEÇEN SÜRE TOPLAMI ESAS ALINARAK HESAPLANIR

YARGITAY

22. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2018/12875

Karar Numarası: 2018/20820

Karar Tarihi: 02.10.2018

Özeti: Taraflar arasında, davacının hak kazandığı yıllık izin süresinin belirlenmesi noktasında uyuşmazlık vardır.Taraflar arasındaki ilişkinin kısmi süreli iş sözleşmesine dayandığının kabul edilmesi dosya kapsamına göre isabetli ise de; kısmi süreli çalışan işçilerin, feshe bağlı haklarının hesaplanmasına esas kıdem süresinin belirlenmesinde, iş ilişkisinin kurulduğu tarih ile feshedildiği tarih arasında geçen süre toplamı esas alınmalıdır. Davacının işe giriş tarihinin 05/06/2004, çıkış tarihinin ise 18/05/2013 olduğu gözetildiğinde, davacıya kullandırılması gerekli toplam yıllık izin süresi yüzotuz gündür. Otuzyedi günlük yıllık izin süresinin kullandırıldığı anlaşılmakla, bakiye kalan izin süresi ise, doksanüç gündür. Ne var ki, Mahkemece bozmadan önce tesis edilen ilk hükümde (20/03/2015 tarihli) kullandırılmayan yıllık izin süresinin yetmişüç gün olduğu kabul edilmiş ve söz konusu ilk hüküm davacı tarafça temyiz edilmemiştir. Bu halde usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca davacıya kullandırılmayan yıllık izin süresinin yetmişüç gün olduğu esas alınmalıdır. Davacının son aylık ücret miktarı, otuz sayısına bölünerek bir günlük ücret tespit edilmeli ve bu bir günlük ücret üzerinden yetmişüç gün karşılığı yıllık izin ücreti alacağı hesaplanarak hüküm altına alınması gerekmektedir.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili işçinin kıdem tazminatı, yıllık izin, aylık ücret, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 23/05/2017 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı verilen devam edilen yargılama neticesinde, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Taraflar arasında, davacının hak kazandığı yıllık izin süresinin belirlenmesi noktasında uyuşmazlık vardır.

Somut olayda, Mahkemece, bozmadan sonraki hükümde yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki ilişkinin kısmi süreli … sözleşmesine dayandığının kabul edilmesi dosya kapsamına göre isabetli ise de; kısmi süreli çalışan işçilerin, feshe bağlı haklarının hesaplanmasına esas kıdem süresinin belirlenmesinde, … ilişkisinin kurulduğu tarih ile feshedildiği tarih arasında geçen süre toplamı esas alınmalıdır. Davacının işe giriş tarihinin 05/06/2004, çıkış tarihinin ise 18/05/2013 olduğu gözetildiğinde, davacıya kullandırılması gerekli toplam yıllık izin süresi yüzotuz gündür. Otuzyedi günlük yıllık izin süresinin kullandırıldığı anlaşılmakla, bakiye kalan izin süresi ise, doksanüç gündür. Ne var ki, Mahkemece bozmadan önce tesis edilen ilk hükümde (20/03/2015 tarihli) kullandırılmayan yıllık izin süresinin yetmişüç gün olduğu kabul edilmiş ve söz konusu ilk hüküm davacı tarafça temyiz edilmemiştir. Bu halde usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca davacıya kullandırılmayan yıllık izin süresinin yetmişüç gün olduğu esas alınmalıdır. Davacının son aylık ücret miktarı, otuz sayısına bölünerek bir günlük ücret tespit edilmeli ve bu bir günlük ücret üzerinden yetmişüç gün karşılığı yıllık izin ücreti alacağı hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. Belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.

3-Çözümlenmesi gereken bir diğer uyuşmazlık ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının hesaplanması noktasındadır.

Mahkemece, davacının dini bayramların ilk iki günü hariç, diğer genel tatillerde çalıştığının kabul edilmesi yerindedir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının ait olduğu dönem bazında, davacı işçinin aylık ücret miktarının, otuz sayısına bölünerek bir günlük ücretinin bulunması ve bu şekilde tespit edilecek bir günlük ücret üzerinden ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının hesaplanması gerektiğinin dikkate alınmayarak, alacağın eksik hesaplanması hatalıdır.

Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.