Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇU İLE KORUNAN HUKUKİ YARAR KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KORUNMASI VE BİREYİN, PSİKOLOJİK VE RUHSAL BAKIMDAN RAHATSIZ EDİLMEMESİ VE YAŞAMINI SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRMESİ OLARAK TANIMLANMAKTADIR. BU SUÇUN OLUŞABİLMESİ İÇİN, KANUN METNİNDE YAZILI BULUNAN TELEFON ETME, GÜRÜLTÜ YAPMA YA DA AYNI MAKSATLA, HUKUKA AYKIRI BİR DAVRANIŞTA BULUNMA EYLEMİNİN BİR KEZ YAPILMASI YETERLİ OLMADIĞI, EYLEMLERİN ISRARLA TEKRARLANMASI, SÜREKLİLİK ARZ ETMESİ VE SIRF KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SAİKİ İLE İŞLENMESİ GEREKMEKTEDİR

4. Ceza Dairesi         2022/9610 E.  ,  2022/22004 K.

“İçtihat Metni”

KARAR

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/09/2021 tarihli ve 2021/6266 soruşturma, 2021/3660 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci … Sulh Ceza Hâkimliğinin 19/10/2021 tarihli ve 2021/3374 değişik iş sayılı sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08/06/2022 gün ve 2022/71209 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; ” Dosya kapsamına göre, müştekinin, şüpheliler tarafından kullanmakta olduğu cep telefon hattına kısa mesaj göndererek hakkında icra takibi yapılacağının belirtilmek suretiyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun işlendiği iddiasıyla yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturma neticesinde herhangi bir soruşturma işlemi yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
…Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 08/09/2021 tarihinde alınan müşteki beyanında, şikayete konu mesajın incelendiği, mesaj gönderen kişinin … Ltd. olduğunun ve mesaj içeriğininde “sayin …- dosyanız icra takibi başlatılması için hukuk ofisine devredilmiştir. … www….hukuk.com …” şeklinde ifadeler yer aldığının tespit edildiği, bu kapsamda mesaj gönderen … Ltd. isimli şirkete ait mevcut ise ticaret sicil kayıtlarının getirtilip gerçek bir ticari işletme olup olmadığının tespit edilerek, gerçek olması halinde müşteki ile ilgili şirket arasında ticari bir ilişkisinin olup olmadığının araştırılması, anılan ticari işletmenin yetkili ve/veya sahiplerinin tespit edilerek savunmalarının alınması sonrası suç nitelendirmesi ve hukuki durumun tayin ve takdir edilmesi amacıyla soruşturmanın genişletilmesine,
Diğer yandan, şüpheli … isimli Hukuk Bürosu’na ilişkin gerekli araştırmanın yapılarak gerçekte böyle bir hukuk bürosunun olup olmadığının tespit edilerek, ilgili avukat/avukatların kimlik bilgilerinin tespit edilmesi, şikayete konu eylem nedeniyle de, benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 27/03/2018 tarihli ve 2017/6844 esas, 2018/ 4309 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, müştekinin iddiası doğrultusunda, şüpheli / şüphelilerin eylemlerinin görevinden doğan veya görev sırasında işlenmiş bir suç niteliğinde görülerek, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ”Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlarından dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” şeklindeki düzenlemeye istinaden soruşturma izni verilip verilmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi gerektiği nazara alınmadan, atılı suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle genel hükümler uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu cihetle, itirazın bu yönden kabulüne, Karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
İncelenen somut olayda; müştekinin kullanmakta olduğu cep telefonuna şüpheli/şüpheliler tarafından 1 adet kısa mesaj göndererek hakkında icra takibi yapılacağının belirtildiği, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluşabilmesi için fail/faillerin eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerektiği ancak somut olayda eylemin 1 kez gerçekleşmesi nedeni ile ısrar şartının oluşmadığı, mesajın göndericisi olarak gözüken şirketin varlığının araştırılması ve bahse konu hukuk bürosu çalışanları ile ilgili Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması için soruşturmaya konu bir suçun bulunmasının gerektiği ancak incelenen dosyada ısrar şartının oluşmaması nedeni ile suçun oluşmadığı anlaşıldığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar yerinde olup, mercii tarafından verilen itirazın reddi kararı da yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.