Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


Kat mülkiyeti Kanunu Madde 45 uyarınca ortak yerlerden olan kapıcı dairesinin kiraya verilebilmesi için tüm kat maliklerinin oy birliği ile karar almaları gerekmektedir

YARGITAY

20. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2017/5338

Karar Numarası: 2019/217

Karar Tarihi: 17.01.2019

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili; müvekkilinin dava konusu anataşınmazda kat maliki olduğunu, 31.01.2015 günü yapılan olağan genel kurul toplantısına gidilmeden evvel işletme projesi yapılmadığını, toplantı gününün ve gündeminin tebliğ edilmediğini, gelir/gider evrakının incelemeye hazır tutulmadığını, toplantıda da inceleme imkanı olmadığını, kat malikinin sorumluluğuna girmeyen harcamaların ve diğer hesapların, denetime açık olmaması nedeniyle eski yönetimin ibrasının mümkün olmadığını, eski yönetimin ibrasına ilişkin alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılacak inceleme ile yöneticinin zimmetinde apartmana ait para olup olmadığının açıkça görüleceğini, alacak/borçların kat maliklerinin sorumluluğunda olup/olmadığının açıklık kazanacağını, apartman kapıcı dairesi ve ortak mahallerinin kiraya verilmesi ve bu hususta yeni yöneticiye yetki verilmesine ilişkin kararın da usule ve yasaya aykırı olup, ortak yerin kiraya verilmesine muvafakatinin olmadığını, ortak mahallerin kullanım şeklinin ancak kat maliklerinin oy birliği ile verecekleri kararla değiştirilebileceğini beyan ederek; hukuka ve usule açıkça aykırı 31.01.2015 tarihli kat malikleri kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; yönetim planının 19 maddesi, Kat Mülkiyeti Kanununun 29/… maddesinin birlikte nazara alınması sonucunda 31.01.2015 tarihli kat malikleri kurulu toplantısı çağrı ve gündemin bütün kat maliklerine tebliğ edilmediği, davacının 31.01.2015 tarihli kat malikleri kurul toplantısına katıldığı, ayrık oy kullandığı nazara alındığında, dosya kapsamında 31.01.2015 tarihli kat malikleri kurulu toplantısı günü, saati, yeri ve gündeminin tebliğine dair evrak olmadığı, bu itibarla 31.01.2015 tarihli kat malikleri kurulu toplantısının yönetim planının 19. maddesine ve Kat Mülkiyeti Kanununun 29/…. maddesi hükmüne uygun olmadığı, bilirkişiden alınan raporun dosya içeriğine ve hükme esas alınmaya uygun olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile 31/05/2015 tarihli kat malikleri kurulu kararlarının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; 31.01.2015 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.

Kat Mülkiyeti Kanununun 45. maddesi; “Anagayrimenkulün bir hakla kayıtlanması veya arsanın bölünmesi ve bölünen kısmın mülkiyetinin başkasına devrolunması gibi temliki tasarruflar veya anayapının dış duvarlarının, çatı veya damının reklam maksadıyla kiralanması gibi önemli yönetim işleri ancak bütün kat maliklerinin oy birliğiyle verecekleri karar üzerine yapılabilir.” hükmünü amirdir. Anılan yasa hükmü uyarınca; ortak yerlerden olan kapıcı dairesinin kiraya verilebilmesi için tüm kat maliklerinin oy birliği ile karar almaları gerekmesine rağmen, incelenen dosya kapsamında, kapıcı dairesinin kiraya verilmesine ilişkin olarak kat maliklerince oy birliği ile alınmış bu yönde bir karar bulunmamaktadır. Buna göre; toplantıda alınan kararlardan sadece kapıcı dairesinin kiraya verilmesi ile ilgili talep yönünden davanın kabulü yerine, yerinde olmayan gerekçelerle toplantıda alınan kararların tamamı yönünden kabul kararı verilerek, alınan kararların tamamının iptal edilmesi yerinde olmamıştır.

Kabule göre de; dosya kapsamından ve dava dilekçesinden; davacının isteminin 31.01.2015 tarihli kat malikleri kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkin olmasına rağmen, “hüküm” fıkrasının “…” nolu bendinde “31/05/2015 tarihli kat malikleri kurulu kararlarının iptaline” karar verilerek, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/01/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.