Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


HÜKÜMLÜ OLAN BORÇLUYA ATANAN VASİNIN DE TUTUKLANMASI SEBEBİYLE SATIŞA HAZIRLANABİLMELERİ, GEREKLİ DUYURULARI YAPABİLMELERİ VE DAHA FAZLA ALICI BULABİLMELERİ İÇİN GEREKLİ İMKANLAR OLUŞMADIĞINDAN İHALENİN FESHİ GEREKİR

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2023/8280

Karar Numarası: 2023/7970

Karar Tarihi: 29.11.2023

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair fesih iddialarının yanı sıra satış ilanının vasiye tebliğ edilmediğini ileri sürerek ihalenin feshini istediği, İlk Derece Mahkemesince vasiye satış ilanı tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verildiği, alacaklı ve alıcı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının istinaf başvurusunun yasal sürede olmadığı gerekçesi ile usulden reddine; ihale alıcısının istinaf başvurusunun incelenmesinde ise satış ilanının borçlu vasisine satıştan makul süre önce tebliğ edildiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin reddi ile 11.478.180,00 TL’nin % 1’i oranında 1.147.818,00 TL para cezasının borçludan tahsili ile Hazineye irat kaydına karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.

İİK’nın 127. maddesi gereğince, taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerekmektedir. Zira, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi, borçlunun satıştan makul bir süre önce haberdar olmasını gerektirir.

Somut olayda, şikayetçi borçlunun 2 yıl 6 ay 716 gün hapis cezası ile hükümlü olması sebebiyle 19.02.2021 tarihinde cezasının infazına başlandığı, tahliye tarihinin 3.08.2025 olduğu, Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2022/390 Esas ve 2022/414 Karar sayılı kararı ile borçluya TMK’nın 407. maddesi gereğince Şahan Simurg Sarı’nın vasi olarak atandığı, vasinin de Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2022/427 sorgu numaralı dosyası ile 08.06.2022 tarihinde tutuklandığı, satış ilanının tutuklu olması nedeni ile ceza infaz kurumunda 14.02.2023 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Satış ilanı tebliğ işlemi şeklen usulüne uygun ise de, borçlunun hükümlü ve kısıtlı, yasal temsilcisi olan vasisinin de tutuklu olması nedeniyle satışa hazırlanabilmeleri, gerekli duyuruları yapabilmeleri ve daha fazla alıcı bulabilmeleri için gerekli imkanların oluşmadığı, nitekim muhammen bedeli 11.478.180,00 TL olan taşınmazın 21.02.2023 tarihli ihalede 6.758.058,00 TL bedelle ihale edildiği görülmüştür.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Kabule göre de, 7343 sayılı Kanunla değişik İİK’nın 134/5-3 maddesine göre ihalenin feshi şikayetinin reddi halinde, ihalenin feshini talep edenin feshi istenen ihale bedelinin % 10’una kadar para cezasına mahkum edileceği düzenlemesine yer verildiği halde, Bölge Adliye Mahkemesince ihale bedeli yerine muhammen bedel üzerinden para cezasına hükmedilmesi yerinde olmadığı gibi 11.478.180,00 TL’nin %1’i 114.781,8 TL’ye tekabül etmesine rağmen 1.147.818,00 TL’ye hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.

SONUÇ:

Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 22.09.2023 tarih ve 2023/2763 E. – 2023/2591 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 371. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.