Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


HER NİŞANLANMANIN MUTLAKA EVLİLİKLE SONUÇLANACAĞI KABUL EDİLEMEZ. EVLENME HUSUSUNDA CİDDİ GİRİŞİMLERİN BULUNDUĞU DA DAVACI TARAFINDAN KANITLANAMADIĞI GİBİ YARGILAMANIN BİTİMİNE KADAR DA HENÜZ EVLİLİK GERÇEKLEŞMEMİŞTİR

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2001/2281

Karar Numarası: 2001/2493

Karar Tarihi: 27.03.2001

KONUT İHTİYACI NEDENİYLE KİRALANANIN TAHLİYESİ

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava konut ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur.

Davacı kızı Gül’ün nişanlı olup, evleneceğini ileri sürerek kiralananın tahliyesini istemiştir.

Davalı vekili ihtiyaç iddiasının samimi olmadığını, kiralananın bulunduğu apartmanda davacıya ait 7 adet dairenin bulunduğunu, bunlardan 2 nolu dairenin halen boş olduğunu, 1 nolu dairenin ise ihtiyaç iddiasıyla tahliye ettirilip boş iken dava tarihinde yeniden kiraya verildiğini, uyuşmazlığın kira parasından kaynaklandığını, davanın reddini savunmuştur.

Davacı vekili boşalan 1 nolu dairenin bahçe katı olduğunu, bu nedenle ihtiyaca elverişli olmadığını, 2 nolu daire de ise davacının kanser ameliyatı olan diğer kızının oturacağını beyan etmiştir.

Dava ihtiyaçlı Gül’ün evlenme koşuluna bağlanmış olup, davacı tanıkları davacının kızı Gül’ün nişanlı olduğunu, evleneceğini beyan etmişlerdir. Mücerret nişanlanma tahliye nedeni değildir. Kaldı ki her nişanlanmanın mutlaka evlilikle sonuçlanacağı kabul edilemez. Evlenme hususunda ciddi girişimlerin bulunduğu da davacı tarafından kanıtlanamadığı gibi yargılamanın bitimine kadar da henüz evlilik gerçekleşmemiştir. Diğer yandan aynı apartmanda davacıya ait 1 nolu dairenin boşaldığı halde dava tarihine yakın zamanda kiraya verildiği hususunda da uyuşmazlık yoktur. Tüm dosya kapsamı nazara alındığında ihtiyaç iddiasının samimi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davanın reddine karar verilmek gerekirken yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.3.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.