Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


FAZLA ÇALIŞMA, HAFTA TATİLİ, GENEL TATİL ÜCRETİ ALACAKLARINDAN İNDİRİM YAPILMASI KONUSUNDA YASAL BİR DÜZENLEME YOKTUR

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2024/754

Karar Numarası: 2024/4198

Karar Tarihi: 05.03.2024

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı P. İnş. Taah. ve San. Tic. AŞ (Polimeks Şirketi) ve A. Teknoloji San. ve Tic. AŞ (Aviteng Şirketi) vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı P. Şirketi vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.03.2024 Salı günü tayin edilerek Duruşma günü davalı P. Şirketi vekili Avukat B. Ç. E, davalı A..Şirketi vekili Avukat A. T., davalı A. Tic. AŞ (A. Şirketi) vekili Avukat İ. M. E. ile davacı vekili Avukat A. Ö. geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı P. Şirketinin Aşkabat Türkmenistan’daki projesi başta olmak üzere bir çok projede montaj ekip şefi olarak 09.02.2014-01.10.2017 tarihleri arasında aylık net 3.500,00 USD ücret ile çalıştığını, ücretin 900,00 USD’lik kısmının elden avans olarak verildiğini ve kalanının ise bankaya kısım kısım yatırıldığını, iş sözleşmesinin davalı P. Şirketi tarafından feshedildiğini, davalı Şirketlerin alacaklardan müştereken sorumlu olduğunu, haftanın 6 günü 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, ayda iki pazar 07.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, Ramazan bayramında birer gün Kurban bayramında ise iki gün tatil verildiğini, diğer tatil günlerinde çalıştığını, müvekkilinin çalıştığı süre göz önüne alındığında 5.250,00 USD ihbar tazminat alacağı bulunduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı P. Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.01.2017-30.09.2017 tarihlerinde diğer davalı A. Şirketinin bünyesinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, Türkmenistan makamlarından izin alamadıkları için sigortanın kendileri üzerinden yapıldığını, davacının sigorta kayıtları incelendiğinde 09.02.2014-02.09.2016 tarihleri arasında kendi bünyelerinde çalışmadığını, davacı ile diğer davalı A. Şirketi arasında imzalanan yurt dışı hizmet sözleşmesi uyarınca 01.01.2017-30.09.2017 tarihleri arasında montaj grup şefi olarak 2.273,00 USD ücret ile belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışma gerçekleştiğini, davacının çalışmasının 1 yıldan kısa olduğunu ve sözleşmenin belirli süreli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı A. Şirketi cevap dilekçesinde; TMSF yetkilileri tarafından kendilerine 2016 yılı Ağustos ayında kayyum atandığını, firma yetkililerinin tutuklu bulunduğunu, bu sebeplerle dava ile ilgili olan belgelere ulaşılamadığını, davacı tarafın tüm iddialarını ispat etmesi gerektiği savunarak davanın reddini istemiştir.

3. Davalı A. Şirketi davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık anlatımları ve dosya kapsamındaki kayıtlar bir arada değerlendirildiğinde davacının tüm hizmet süresinde davalı P. Şirketi bünyesinde alt işveren şirketlerde sigortalı olarak çalıştığı, A. Şirketi ile A. Şirketi arasında devir ilişkisi bulunduğu ve alt işveren A. Şirketinin kendi dönemiyle, son alt işveren A. Şirketi ile asıl işveren P. Şirketinin tüm hizmet süresi ile davacının alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, iş sözleşmesinin belirli süreli kabul edilebilmesi için gereken objektif neden koşulunun bulunmadığı ve davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığının kabul edilmesi gerektiği, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği davalı taraflarca ispatlanamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazandığı, tanık anlatımları ve işyeri iç yazışmaları bir arada değerlendirilerek davacının davalı A. Şirketinde sigortalı olarak çalıştığı dönemde ayda 43 saat, davalı A. Şirketinde sigortalı olarak çalıştığı dönemde ayda 36 saat fazla çalışma yaptığı, davalı A.  Şirketi tarafından sunulan puantaj kayıtlarına göre davacının A. Şirketinde sigortalı olarak çalıştığı dönemde 7 ulusal bayram ve genel tatil gününde çalıştığı, davalı A. Şirketi ile P. Şirketi yönünden ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin kabulü, diğer davalı A. Şirketi döneminde ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığı ispatlanamadığından bu davalı yönünden dava dilekçesinde talep edilen ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddine dair hüküm kurmak gerektiği, puantaj kayıtlarıyla sonuca gidildiğinden indirim uygulanmasına yer olmadığı, dosya kapsamında bulunan puantaj kayıtları ve işyeri iç yazışmalarına göre davacının hafta tatili ücreti alacağına hak kazandığı, işyeri kayıtlarıyla sonuca gidildiğinden bu alacak kaleminden de indirim uygulanmasına yer olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı P. Şirketi vekili; husumet itirazlarının İlk Derece Mahkemesi tarafından dikkate alınmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacı tarafından dosyaya sunulan delillerin kabulünün mümkün olmadığını, sunulan belgelerin imzalı kaşeli olmayıp basit bir şekilde herkes tarafından oluşturulabilecek belgeler olduğunu, bu nedenle sunulan belgelerin yazılı belge ve delil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının çalıştığı dönemde aldığı kabul edilen ücretin son derece fahiş ve hatalı olduğunu, davacının diğer davalı A. isimli Şirket bünyesinde çalışmasının 10 ay civarında olduğunu, kıdem tazminatı hak etmediğini, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından ihbar tazminatı hakkı bulunmadığını, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil günleri ücreti ile hafta tatili ücret alacağı taleplerinin de ispatlanamadığını, ayrıca pazar gününe denk gelen ulusal bayram ve genel tatil günleri için hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, beyanlarına itibar edilen davacı tanıklarının davacı ile aynı işi yapan kişiler olmadığını, indirim oranının yetersiz olduğunu, dosyada faiz yönünden hatalı hüküm kurulduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı A. Şirketi vekili; müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir istihdam ilişkisinin bulunmadığını, TMSF tarafından müvekkili şirkete kayyum atandığını, davacı tarafın iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdiğini ve 2016 yılı Temmuz ve Ağustos aylarına ait ücret alacağı bulunduğunu ispatlaması gerektiğini, fazla çalışma alacağının bulunmadığını, diğer davalı P. isimli şirketin işçisi olduğunu ve işçilik alacaklarını sözü edilen Şirketten istemesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Davalı A. Şirketi vekili; ara karar ile tanıklarının dinlenmesine karar verilmesine rağmen tanıkları dinlenmeksizin bilirkişi raporu alınması ve hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlandığını, davacının çalıştırıldığı sözleşmede iş sözleşmesinin müvekkili Şirkete devredilmediğini, davacı ile yeni bir iş sözleşmesi yapıldığını, davacının önceki çalışmalarından müvekkili Şirketin sorumlu olmadığını, davacının hizmet süresinin kesintisiz olmadığını, davacının aylık ücretinin 3.500,00 USD olmadığını, iş sözleşmesi gereği davacının ücretinin 2.200,00 USD olduğunu, davacıya iş sözleşmesinin 30.09.2017 tarihinde son bulacağının 15.09.2017 tarihinde ihbar edildiğini, ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, müvekkili Şirkette çalışma süresinin 1 yıldan az olması sebebiyle kıdem tazminatı talebinin de reddi gerektiğini, fazla çalışma yapması durumunda bordolara yansıtılarak fazla çalışma alacaklarının davacıya banka kanalıyla ödendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl işveren alt işveren ilişkisinde, yardımcı iş olan montaj işinin ilk önce A. isimli Şirkete daha sonra A. isimli Şirkete P. Şirketi tarafından verildiği, verilen işin sahibi olan P. Şirketinin asıl işveren, yardımcı işi alan ve yerine getiren diğer davalı Şirketlerin ise alt işveren oldukları, alt işveren olan bu Şirketlerin davacı işçiyi asıl işverenden aldığı işte bu işe münhasıran çalıştırdıkları, davacı işçinin işçilik alacaklarından davalı Şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacının aldığı son aylık ücretin net 3.500,00 USD olduğu, iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğinin işveren tarafından ispatlanamadığı, davacı tarafın fazla çalışma yaptığını ispatladığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı P. Şirketi ve davalı A. Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı P. Şirketi vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı A. Şirketi vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ücret miktarının ispatı, davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, ihbar tazminatı hesabında talep aşımı yapılıp yapılmadığı ve hafta tatili alacağından indirim yapılması gerekip gerekmediği noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri ve 4857 sayılı Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.

3. 6100 sayılı Kanun’un, taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26 ncı maddesine göre, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar P. Şirketi ve A. Şirketi vekillerinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava dilekçesinde; davacının çalıştığı süre göz önüne alındığında, 5.250,00 USD ihbar tazminat alacağı bulunduğu belirtilmiş olup bu beyanın davacı tarafı bağlayacağı gözetilmeden hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan net 9.153,89 USD ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.

3. İşçinin fazla çalışma, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Söz konusu alacakların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama hâlini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışma, hafta tatili veya ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma iddiasının tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Tanık anlatımlarına göre ispat hâlinde yapılacak indirimin, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti miktarına göre takdir edilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.

4. Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tanık beyanları ve bu beyanları doğruladığı belirtilen e-posta yazışmaları ve puantaj kayıtlarına göre davacının hafta tatili alacağı hesaplanmıştır. İlk Derece Mahkemesince hafta tatili alacağının işyeri kayıtları ile ispatlandığı gerekçesiyle indirim yapılmadan karar verilmiş ise de; dosya kapsamında bulunan hafta tatiline ilişkin puantaj kayıtlarının davacıya ait olmadığı, tek başına e-posta yazışmaları ile hafta tatili günlerinde çalışmanın ispatlandığının kabul edilemeyeceği, dolayısıyla hafta tatili alacağının ispatında takdiri delil niteliğindeki tanık beyanları dâhil tüm dosya kapsamının dikkate alındığı, buna göre ispatın yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; hesaplanan hafta tatili alacağından uygun oranda bir indirim yapıldıktan sonra belirlenecek miktarın hüküm altına alınması yerine yanılgılı değerlendirme ile indirim yapılmadan hüküm kurulması da hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı A. Şirketi ve davalı P. Şirketi yararına müştereken takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.