Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ VEYA PAYLI MÜLKİYET HALLERİNDE HER ORTAK / PAYDAŞ EL ATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI AÇABİLİR. BU DURUMDA EL ATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI AÇAN PAYDAŞIN PAYI ORANINDAN DEĞİL, MALIN TÜMÜ HAKKINDA EL ATMANIN ÖNLENMESİ KARARI VERİLMELİDİR

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2020/1664

Karar Numarası: 2021/5160

Karar Tarihi: 16.06.2021

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, dava konusu 91, 92, 94, 254 ve 256 parsellerin 05.10.1999 tarihinde vefat eden davacının babası … …’dan miras kaldığını, taşınmazlardan biri üzerine davalı tarafından ev yapıldığını, 91 parsel sayılı taşınmazının batı tarafına doğru davalının taşınmazı olan 255 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının genişletildiğini , burada bulunan ağaçların kesildiğini, taşınmaz sınırındaki patika yolun davacının taşınmazına kaydırıldığını, 92 parsel sayılı taşınmazda ise güneyinden olmak üzere davalının taşınmazının sınırları içerisine girecek şekilde müdahale edildiğini, 94 parsele hem doğu hem batı tarafından ev yapmak ağaç dikmek suretiyle müdahale olduğunu, 254 parsele taşınmazın kuzey tarafından ağaçlar kesilmek ve yakılmak suretiyle müdahale edildiğini, davalının kendi 255 parsel sayılı taşınmazının sınırları kepçe kullanılmak suretiyle 256 ve 91 parsel sayılı taşınmazlara müdahale edilerek genişletildiğini, bu taşınmaz sınırındaki su havuzunun ve su yolunun yıkılarak ve yönü değiştirilerek müdahale edildiğini ve 256 parseldeki ağaçların da kesilerek taşınmazın kullanıldığını, uyarıların sonuç vermediğini, bu nedenle davalının taşınmazlara müdahalesinin men’i, taşınmazların eski hale getirilmesini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5 yıllık 200 TL ecrimisilin davalıdan tahsili talep etmiştir.

Davalı ;davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, dava konusu davacının murisi … … adına kayıtlı olan 91 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 29.04.2014 havale tarihli raporlarında A harfi ve turkuaz renk ile belirtilen 134,02 m2’lik kısım ile aynı yer aynı şahıs üzerine kayıtlı 94 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporlarında C harfi ve pembe renk ile belirtilen 160,41 m2’lik kısma davalı tarafından yapılan müdahalenin men’ine, dava konusu müdahale edilen kısımlara ilişkin davacının payı oranında hesaplanan 6,74 TL ecrimisil bedelinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dava konusu 94 parselin D harf ile belirtilen kısma yönelik husumet yokluğu nedeniyle talebin reddine, diğer taşınmazlara ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Dava; elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil istemine ilişkidir.

1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 94 parsel sayılı taşınmazın davacının murisi … … adına hali hazırda kayıtlı olduğu, başka bir deyişle davacının elbirliği halinde dava dışı paydaşlar ile beraber bu taşınmazda paydaş olduğu, davalının ise taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı, üçüncü kişi konumunda olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece 10.04.2014 tarihinde yapılan keşif sonrasında alınan 29.04.2014 havale tarihli fen bilrikişi raporunda; davalıya ait 351 parseldeki evin D harfi ile gösterilen 131 m2 lik kısmının davacının murisine ait 94 parsele tecavüz ettiği tespit edilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki; TMK 693/son maddesi hükmü uyarınca paydaşlardan her biri bölünemeyen ortak menfaatlerin korumasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir. Diğer bir deyişle bir veya birkaç paydaşın bu türlü davalarda diğer paydaşları temsile yetkili bulunduğu açıktır. 21.06.1994 tarihli ve 13/24 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da; paydaşın açtığı elatmanın önlenmesi davasının, mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni hakkına değer verilmek suretiyle pay oranında değil, mutlak olarak, taşınmazın tümü yönünden kabul edilmesi zorunludur. Aynı zamanda paydaşlardan biri kendi payı oranında paydaş olmayan ve müdahalede bulunan üçüncü kişiden de her zaman payı oranında ecrimisil isteyebilir. Bu durumda; Mahkemece 10.04.2014 tarihli keşif sonrası alınan 29.04.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda; davalıya ait 351 parseldeki evin davacının murisine ait 94 parsele D harfi ile gösterilen 131m2’lik kısımda davalının yapmış olduğu ev nedeniyle tecavüzlü bulunulduğu belirtilmiş ise de, burada TMK’nın 725 maddesi uyarınca taşkın yapı kurallarının uygulanması gerektiği, zira eski haline getirme bedelinin taşınmazın o kısma denk gelen arazi değerinden oldukça fazla olduğu, bu durumun hakkaniyete aykırı olacağı, ayrıca böyle bir davanın terekeye dahil tüm mirasçıların iştiraki ile mümkün olabileceğinden davacının tek başına böyle bir dava açamayacağı” gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddi şeklinde hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK’nın 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.