Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


Düzenleme tarihi olmadan imzalanan tahliye taahhütnamesinin geçerli olduğunun kabulü gerekir

YARGITAY

  1. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2010/2871

Karar Numarası: 2010/6900

Karar Tarihi: 08.06.2010

KARAR TARİHİ :10.12.2009

ÜÇÜNCÜ ŞAHIS :

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık, tahliye taahhütnamesine dayanılarak yapılan icra takibine itirazın iptali ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, 28.7.2008 düzenleme ve 1.8.2008 tahliye tarihli taahhütnameye dayanarak 14.8.2008 tarihinde başlatmış olduğu icra takibine haksız itirazın iptalini istemiştir. Davalı vekili, tahliye taahhüdünün kira sözleşmesi ile birlikte ve düzenleme tarihi yazılı olmaksızın kiralananı kiralayabilmek için baskı altında verildiğini savunmuş, bu hususta karşı tarafa yemin teklif etmiştir. Davacının teklif edilen yemini ve davalının da mahkemece kendiliğinden yöneltilen yemini eda etmesi üzerine tahliye taahhütnamesindeki tarihin gerçeği yansıtmaması ve tarihin taahhütnameye sonradan eklenmesi kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İcra takibinde dayanılan ve hükme esas alınan 28.7.2008 düzenleme tarihli tahliye taahhütnamesinde “kiracısı bulunduğum” ifadesinden taahhütnamenin kira ilişkisi devam ederken verildiği anlaşılmaktadır. Kiracı tahliye taahhütnamesindeki düzenleme tarihinin sonradan doldurulduğunu, gerçekte kira sözleşmesi ile birlikte verildiğini savunmuş ise de buna itibar edilemez. Boş kağıda imza atan kimsenin bunun sonucuna katlanması gerekir. Dairemizin kararlılık kazanmış uygulaması bu yönde olduğu gibi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.1990 gün ve 1990 / 6 Esas 1990 / 628 Karar sayılı kararı ile 1.7.1992 gün ve 357 Esas 422 Karar sayılı kararı ve 17.1.1999 gün ve 1999 / 6-28 / 10 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Davalı Borçlar Kanunu’nun 31. maddesinde öngörülen yasal hakkını kullanmayıp taahhütnamenin iptali yönünden bir talepte bulunmadığına göre düzenleme tarihi olmadan imzalanan tahliye taahhütnamesinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Diğer yandan teklif edilen yemini eda eden davacı, davalıyı tanımadığını, tahliye taahhütnamesinin daha sonra eline geldiğini, ne zaman imzalandığını bilmediğini, tahliye

taahhütnamesinin yanında imzalanmadığını, baskı altında imzalatılmasının da söz konusu olmadığını belirtmiştir. Bu yemin davacı aleyhine sonuç doğuramayacağı gibi davalı düzenleme tarihi olmayan taahhütnameyi imzalamakla davacıya istediği şekilde doldurma yetkisini de vermiş sayılır. Mahkemenin davacının yemin eda etmesinden sonra kendiliğinden davalıya da yemin yöneltmesi hukuki sonuç doğurmaz. Başlatılan takipte ve açılan davada bir usulsüzlük bulunmadığına göre geçerli tahliye taahhütnamesi nedeniyle davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.