Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


DAVANIN NİTELİĞİNE GÖRE MAZARET DİLEKÇESİ VEREN TARAFIN DAVANIN UZAMASINDA YARARI OLMADIĞI DURUM(LAR)DA YETERSİZ GEREKÇE İLE MAZARET DİLEKÇESİNİN REDDİ DOĞRU DEĞİLDİR

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2023/13436

Karar Numarası: 2023/15588

Karar Tarihi: 23.10.2023

SAYISI : 2021/74 E., 2023/202 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 08…..2006 tarihinden 12.07.2013 tarihine kadar kaynakçı olarak 1.750,00 TL aylık net ücretle çalıştığını, son 16 ayın ücretini parça parça almak zorunda kaldığını, işçilik alacaklarının ödenmediğini, sigorta primlerinin gerçek ücreti üzerinden yatırılmadığını, tüm bu nedenlerle … sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 08…..2006 tarihinde kaynakçı olarak çalışmaya başladığını, davacının işten çıkarılmasını talep ettiğini, müvekkili Şirket tarafından … sözleşmesi sona erdirilmeyince davacının kendisinin … sözleşmesini feshettiğini, hafta içi 08.30- 18.00 arasında çalışan davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunmadığını, asgari geçim indirimi alacaklarının ödendiğini, tüm yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.12.2015 tarihli ve 2013/457 Esas, 2015/573 Karar sayılı kararıyla; davacının … sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, kulladırılmayan yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu, ödenmeyen fazla çalışma ile … bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 12.12.2019 tarihli ve 2016/10245 Esas, 2019/22234 Karar sayılı ilâmı ile; fazla çalışmanın hesabında talebin aşıldığı, davalının yasal süre içinde ileri sürdüğü zamanaşımı savunmasının değerlendirilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 22.07.2020 tarihli ve 2020/27 Esas, 2020/330 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına kısmen uyularak cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunulmadığı, daha sonraki aşamalarda da cevap dilekçesinin zamanaşımı def’ine yönelik olarak ıslah edilmediği, bu itibarla davalı tarafın ıslaha karşı beyan dilekçesi ile ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin dikkate alınamayacağı, 21.09.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda davacı vekilinin talebi doğrultusunda 2008 Temmuz-2013 Temmuz dönemine ait fazla çalışma ücreti alacağının net 13.319,05 TL olarak hesaplandığı, yapılan hesaplamanın objektif kriterlere dayandığı alacaktan %35 oranında indirim yapılması gerektiği davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 07.12.2020 tarihli ve 2020/7167 Esas, 2020/17315 Karar sayılı ilâmı ile; davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilerek ilave tediye ifadesinin dava dosyasında böyle bir alacak kaleminin bulunmaması nedeniyle maddi hataya dayandığının açık olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde dava değerinin artırılması yoluyla davanın ıslahı durumunda 317 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 319 uncu maddeleri uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def’inde bulunulabileceği, nitekim davalı vekilinin 20.10.2015 tarihinde zamanaşımı def’inde bulunduğu ve savunmanın süresinde olduğu anlaşıldığından Mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı def’i değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ….04.2021 tarihli celsede bozma kararına uyularak bozma ilâmında belirtilen esaslar doğrultusunda, denetime elverişli net tespitler içeren yeni bir bilirkişi raporu aldırıldığı ve bu raporun denetime uygun bulunduğu açıklanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; mazeretinin kabul edilmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, zamanaşımının hatalı hesaplandığını, indirim yapılmasının yerinde olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının … sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, fazla çalışmanın hatalı hesaplandığı, bu alacağının eksiksiz ödendiğini, asgari geçim indiriminin ispatlanmadığını, eksik inceleme yapıldığını, ek rapor alınması gerektiğini, yalnızca davacı tanıkları dinlenerek buna göre hesaplamaların yapıldığını ileri sürerek mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesi ile davacı vekilinin mazeretinin reddinin usule uygun olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun’un 150 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta; bozma sonrası yapılan yargılamanın son celsesinde Mahkemece, dosya karar aşamasında olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin mazeretinin reddine karar verildiği görülmüştür.

2. Ne var ki, davacı vekilinin 23.02.2023 tarihli mazeret dilekçesinde aynı gün başka bir ilde duruşması olması nedeniyle katılamayacağını ve mazeretinin kabulü ile esasa ilişkin beyanda bulunmak üzere süre verilerek duruşmanın bırakılacağı gün ve saatin tarafına tebliğ edilmesini talep etmiştir. Mahkemece kabul edilmeyen bu mazeretin somut ve haklı bir mazeret olduğu ve özellikle davanın niteliği gereği davacı tarafın davayı uzatmakta hukuki yararı bulunmadığı da ortadır. Bu itibarla davacı vekilinin geçerli bir özrü bulunmasına karşın yetersiz gerekçe ile mazeret dilekçesinin reddi doğru değildir.

3. Bu durumda, davacı vekilinin mazeretinin kabul edilip yeni bir duruşma gün ve saatinin verilmesi gerekirken yazılı gerekçesiyle talebi reddedilerek işin esası hakkında yazılı şekilde verilen karar usule aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.