Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


DAVANIN AÇILIP YÜRÜTÜLMESİNİN BELLİ BİR MAKAMIN İZNİNE TABİ OLDUĞU DURUMLARDA KANUNÎ TEMSİLCİ BU İZNİ DAVA YA DA CEVAP DİLEKÇESİ EKİNDE SUNMADAN İŞLEM YAPILAMAZ

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2024/235

Karar Numarası: 2024/1474

Karar Tarihi: 26.01.2024

Özeti: Uyuşmazlık, vasinin davacı adına dava açabilmek için Türk Medeni Kanunu uyarınca vesayet makamından izin alıp almadığına ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta davacı, vasisi tarafından yetkilendirilen vekil tarafından dava açılmış ise de vesayet altında bulunanın kanuni temsilcisine dava açma izni verildiğine ilişkin karar dosya kapsamında bulunmamaktadır. Oysa Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesi, vesayet altındaki kişinin taraf olduğu davalarda vasi tarafından temsil edileceğini öngörmekle birlikte vasinin anılan temsil görevini yerine getirebilmesi için vesayet makamı tarafından vasiye, Türk Medeni Kanunu uyarınca husumet izni verilmesi gerekir. Yargılamanın vesayet makamından izin alınmadan sürdürülerek sonuçlandırılması usul ve kanuna aykırıdır. Bilindiği gibi Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartı olduğu gibi kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması da dava şartıdır. Davanın her aşamasında resen dikkate alınması gereken dava şartı eksikliği, Hukuk Muhakemesi Kanunu uyarınca davanın usulden reddini gerektirir. Diğer taraftan dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmeli; noksanlığın verilen süre içinde giderilmemesi halinde dava usulden reddedilmelidir. Mahkemece kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde vasiye, Türk Medeni Kanunu uyarınca vesayet makamından husumete izin kararı almak ve dosyaya ibraz etmek üzere süre tanınmadan karar verilmiş olması, Hukuk Muhakemesi Kanunu bağlamında yürürlükteki hukuka aykırı olduğundan kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın kanun yararına bozulması gerekmiştir.

SAYISI : 2022/445 E., 2023/390 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

KANUN YARARINA

Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverene ait kıraathanede garson/çaycı olarak çalıştığını, işyerinde ücretlerin tamamının elden ödendiğini, … sözleşmesinin davalı işverence haksız feshedildiğini, fazla çalışma, hafta tatili ile … … ve genel tatil günlerindeki çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, … … ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, kötüniyet tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıya ait işyerinde 3 ay 13 gün çalışan davacının … sözleşmesinin davalı işverence haklı nedenle feshedildiğinin ispatlanamadığı, davacıya usulüne uygun ihbar öneli kullandırılmadığından davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, davacı … güvencesi kapsamında değil ise de kötüniyetli feshin davacı tarafından ispat edilemediği, davacının hafta tatili ücretine hak kazanmadığı, ispatlanan fazla çalışma ile … … ve genel tatil ücretinin indirim yapıldıktan sonra hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz dilekçesinde; somut olayda davacı adına vesayeten vasi tarafından davacı vekiline vekaletname verildiği ve davanın bu şekilde açıldığı, ancak eldeki dava için vesayet makamından alınmış husumete izin kararının bulunmadığı, hal böyle olunca Mahkemece eldeki dava için vasinin husumete izin için müracaat edip etmediğinin tespiti, müracaat edilmediği anlaşılır ise vasiye kesin süre verilerek 4721 … … Medeni Kanunu’nun (4721 … Kanun) 462 nci maddesinin birinci fıkrasının sekizinci bendi uyarınca vesayet makamından husumete izin kararı alınması ve taraf teşkili bakımından usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın kanun yararına temyizen incelenmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vasinin davacı adına dava açabilmek için 4721 … Kanun’un 462 nci maddesi uyarınca vesayet makamından izin alıp almadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 … Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3. 4721 … Kanun’un vesayet makamından izni düzenleyen 462 nci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Aşağıdaki hâllerde vesayet makamının izni gereklidir:

8. Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması,

…”

4. 6100 … Kanun’un “Davada kanuni temsil” kenar başlıklı 52 nci maddesi şu şekildedir:

“(1) Medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir. “

5. 6100 … Kanun’un “Temsil veya izin belgelerinin verilmesi” kenar başlıklı 54 üncü maddesi ise şöyledir:

“(1) Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hâllerde izin belgelerini, tüzel kişilerin organları ise temsil belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi takdirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahkeme, kanuni temsilcilerin veya tüzel kişilerin organlarının, yukarıda belirtilen eksikliği gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir.

(2) İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması hâlinde bu konuda karar verilinceye kadar beklenir.

(3) Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması hâlinde, dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.”

6. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.11.2022 tarihli ve 2020/1-465 Esas, 2022/1416 Karar … ilamının ilgili kısmı şu şekildedir:

“…

41. Dava tarihinde vasi tayini talebi hakkında bir karar verilmemiş ise de … …’ın hukuki işlem ehliyetinin ve buna bağlı olarak dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı anılan davanın sonucuna göre belirleneceğinden, vasi tayini için açılan derdest davanın sonucunun beklenmesi, davayı açan çocuklarından birinin vasi olarak atanması durumunda dava şartının tamamlanacağının gözetilmesi gerekmektedir. Kaldı ki, üçüncü bir kişinin vasi olarak atanması durumunda bile dava şartının tamamlanması imkânı bulunmaktadır. Ayrıca HMK’nın 54. maddesine göre davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hâllerde, kanuni temsilciler temsil belgelerini dava veya cevap dilekçeleriyle mahkemeye sunmak zorunda iseler de, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahkeme, kanuni temsilcilerin eksikliği gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir. İzin belgesinin (TMK m. 462/8) alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Kesin süre içinde mahkemeye başvurulması hâlinde ise bu konuda karar verilinceye kadar beklenir (HMK m. 65). Bu düzenleme uyarınca vasinin dava açmak üzere vesayet makamından izin alması gerekmekte ise de usule ilişkin bu eksikliğin vasi tayininden sonra mahkemece kesin süre tanınmak suretiyle giderilmesi imkânı bulunduğundan, bu husus tapuda iptali talep edilen işlemleri yapan kişinin haklarının korunması amacıyla açılan davanın reddi gerektiği sonucunu doğurmayacaktır.

…”

3. Değerlendirme

1. 6100 … Kanun’un 50 nci maddesi uyarınca medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan kişi, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı Kanun’un 51 inci maddesinde ise dava ehliyetinin medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği düzenlenmiştir.

2. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayan gerçek kişilerin davada kanuni temsilcileri tarafından temsil edilmeleri, 6100 … Kanun’un 54 üncü maddesinin bir gereğidir. Davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hallerde, kanuni temsilciler izin belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi takdirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Diğer taraftan gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mahkeme, kanuni temsilcilerin eksikliği gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir.

3. Somut uyuşmazlıkta davacı … Düz vasisi … Düz tarafından yetkilendirilen vekil tarafından dava açılmış ise de vesayet altında bulunan … Düz’ün kanuni temsilcisine dava açma izni verildiğine ilişkin karar dosya kapsamında bulunmamaktadır. Oysa 4721 … Kanun’un 448 inci maddesi, vesayet altındaki kişinin taraf olduğu davalarda vasi tarafından temsil edileceğini öngörmekle birlikte vasinin anılan temsil görevini yerine getirebilmesi için vesayet makamı tarafından vasiye, 4721 … Kanun’un 462 nci maddesinin birinci fıkrasının (8) inci bendi uyarınca husumet izni verilmesi gerekir. Yargılamanın vesayet makamından izin alınmadan sürdürülerek sonuçlandırılması usul ve kanuna aykırıdır.

4. Bilindiği gibi 6100 … Kanun’un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartı olduğu gibi kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması da dava şartıdır. Davanın her aşamasında resen dikkate alınması gereken dava şartı eksikliği, 6100 … Kanun’un 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davanın usulden reddini gerektirir. Diğer taraftan dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmeli; noksanlığın verilen süre içinde giderilmemesi halinde dava usulden reddedilmelidir.

5. Mahkemece kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde vasiye, 4721 … Kanun’un 462 nci maddesinin birinci fıkrasının (8) inci bendi uyarınca vesayet makamından husumete izin kararı almak ve dosyaya ibraz etmek üzere süre tanınmadan karar verilmiş olması, 6100 … Kanun’un 363 üncü maddesi bağlamında yürürlükteki hukuka aykırı olduğundan kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın kanun yararına bozulması gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 … Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

26.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.