Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


Davacının işe iade talebini davalı şirkete değil de, davalı şirket vekiline yöneltmesi, işe iade başvurusunu geçersiz hale getirmez

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2014/18380

Karar Numarası: 2015/31596

Karar Tarihi: 09.11.2015

DAVA : Davacı, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 08.07.2004-13.02.2009 tarihleri arasında çalıştığını, işten ayrılırken kendisine baskı ile bir takım belgelerin imzalatıldığını, imza esnasında ve sonrasında hiçbir ödeme yapılmadığını, fesih sonrası … İş Mahkemesi’nin 2009/138 E. Sayılı dosyası ile işe iade davası açıldığını, davanın kabul edildiğini ve Yargıtay tarafından da onanarak kesinleştiğini, kesinleşme sonrası …. Noterliği vasıtasıyla 07.12.2010 tarihinde işe başlamak için ihtarname gönderildiğini, davalı tarafça….Noterliği vasıtasıyla gönderilen 14.03.2011 tarihli ihtarname ile işe başvurunun yasal dayanağının olmadığının belirtildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla mesai, asgari geçim indirimi, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının işe iade davası sonrası yasal süre içerisinde işe başvurmadığını ve başka bir işte çalışmasından dolayı iş yerine gelmediğini, davacının …İcra Müdürlüğü 2010/11881 E. Sayılı dosya talebi ile tazminat talebinde bulunduğunu, yine … İcra Müdürlüğü’nün 2011/134 E. Sayılı dosyası ile vekalet ücreti ile talebi ile icra takibi başlatıldığını, bu takiplerden …. İcra Müdürlüğü’nün 2010/11881 E. Sayılı dosyaya takas talebini de içerir itirazlarını sunduklarını, bunun üzerine davacı tarafından Küçükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesi ‘ne 2010/1523 E. Sayılı dosya ile dava açıldığını ve fakat davanın reddedildiğini iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 2004-2007 arası dönem, haftada ortalama 2,5 saat fazla mesai yaptığı, 4 dönem ücretli izin hak ettiği ve dosya içindeki işe iade davası dosyası arasında ücretli izin kullanım çizelgesinden davacının 4 dönem yıllık ücretli izin kullandığı, davacıya AGİ tutarlarının ödendiği, 4857 sayılı kanunun 21/I maddesi gereği feshin geçersizliğine dair verilen kararın kesinleşmesini takiben işçinin bir ay içinde işverene başvurması gerektiği belirtilmiş olup davacının işe başlama başvurusunu davalı işveren vekiline yaptığı anlaşılmakla usule uygun başvurusu bulunmadığından iş güvencesi tazminat alacağı ve boşta geçen süreye ilişkin ücret alacağı talebinde bulunamayacağı İş akdinin davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirir şekilde haksız olarak fesih edildiği gerekçesi ile ve davacının kıdem ve ihbar tazminatı ödeme belgesindeki yazı ve imzasına bir itirazı olmadığından bu miktarlar hesaplamadan düşülerek ve ıslah dilekçesi de dikkate alınarak ,fazla mesai alacağından 1/3 oranında hakkaniyet indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Uyuşmazlık: 4857 sayılı Yasanın 21/5. maddesinde ifade edilen işe iade kararının kesinleşmesinden itibaren 10 günlük yasal süredeki başvurunun şahsen yapılmasının zorunlu olup olmadığı, dolayısıyla somut olayda, vekil vasıtası ile başvuruda bulunulduğundan 10 günlük süre içinde işverene başvurma koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

4857 sayılı Yasanın 21/5. maddesinde; “İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.” hükmüne yer verilmiştir.

Yasada işçinin şahsen başvurması gerektiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen görüşü bu yöndedir (Yargıtay HGK 17.6.2009 gün ve 2009/9-232E, 2009/278K.). Keza işçi veya vekili, feshin geçersizliği ve işe iade kararını takip eden işveren vekiline de yapabilir. Zira bu anılan kararın infazına yöneliktir ve kararın infazı davayı takip eden vekalet görevi sona ermediği sürece vekilin görevi kapsamındadır.

Somut uyuşmazlıkta davacı, 07.12.2010 tarihli ihtarname ile işe iade davasında davalı şirketin vekilliğini yürüten avukata başvurarak işe başlatılmasını istemiştir. Davacının işe iade talebini davalı şirkete değil de, davalı şirket vekiline yöneltmesi, davacının işe iade başvurusunu geçersiz hale getirmez. Bu nedenle mahkemece, davacının işe iade başvurusunun usulüne uygun olmadığından bahisle davacının işe iade sonrası tazminat ve alacaklarının reddine karar verilmesi hatalıdır. Kaldı ki, mahkemece hüküm altına alınan kıdem ve ihbar tazminatı miktarları da davacının usulüne uygun olarak işe iade talebinde bulunduğu kabul edilerek çalışma süresinin üzerine 4 ay daha eklenmek suretiyle hesaplanmış ve çelişkiye düşülmüştür. Mahkemece yerinde olmayan gerekçeyle işe iade sonrası tazminat ve alacakların reddi hatalıdır.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.