Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


Daha düşük vergi ödemek için düzenlenen ve vergi dairesine ibraz edilen muvazaalı ikinci kira kontratına değil tarafların gerçek iradesini yansıtan yüksek bedelli kira kontratına itibar edilerek hüküm kurulmalıdır

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2014/5385

Karar Numarası: 2015/422

Karar Tarihi: 19.01.2015

ÖZETİ: Taraflar arasındaki uyuşmazlık aynı taşınmaz için düzenlenmiş 05.11.2012 başlangıç tarihli, aylık 8.000,00 TL ve aylık 4.000,00 TL bedelli sözleşmelerden hangisine itibar edileceği noktasındadır.05.11.2012 tarihli ikinci sözleşmede ilk sözleşmenin feshedildiği ya da sona erdirildiği yönünde bir şerh bulunmadığı gibi, ilk sözleşmenin yapılmasından sonra aylık kira parasının fahiş oranda 8.000 ,00 TL den 4.000,00 TL ye indirilmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Tüm bu var olan durum karşısında davalının dayandığı kira sözleşmesinin kira bedelini belirlemenin dışında başka bir nedenle düzenlendiği ve muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın tarafların gerçek iradesine uygun olarak düzenlenen 05.11.2012 başlangıç tarihli ve aylık 8.000,00 TL bedelli kira sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekirken muvazaalı kira sözleşmesi esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, BOZMAYI gerektirmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık aynı taşınmaz için iki farklı bedel üzerinden düzenlenmiş iki ayrı sözleşmeden hangisine itibar edileceği noktasındadır. İkinci sözleşmede ilk sözleşmenin feshedildiği ya da sona erdirildiği yönünde bir şerh bulunmadığı gibi, ilk sözleşmenin yapılmasından sonra aylık kira parasının fahiş oranda indirilmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Davalının dayandığı kira sözleşmesinin kira bedelini belirlemenin dışında başka bir nedenle düzenlendiği ve muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın tarafların gerçek iradesine uygun olarak düzenlenen kira sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekirken muvazaalı kira sözleşmesi esas alınarak karar verilmesi doğru değildir.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava,kira ve damga vergisi alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile takibin 12.000,00 TL üzerinden devamına ve taşınmaz tahliye edildiğinden tahliye konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında 05.11.2012 başlangıç tarihli aylık 8.000,00 TL bedelli kira sözleşmesi yapıldığını,davalının taşınmazı kiraladığı günden beri müvekkiline bir ödemesinin olmadığını, davalı hakkında tahliye ve haciz istemli icra takibi yaptıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının yapmış olduğu itirazının iptalini ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, 8.000,00 TL bedelli kira kontratının 05.11.2012 günü sabahında akdedildiğini, aynı gün içinde kefilin kefaletinden vazgeçtiğini, müvekkilinin de bu kira bedelini ödeyemeyeceğini anlaması üzerine eski kira kontratının geçersiz sayılarak taraflarca feshedilmiş olduğunu, 05.11.2012 günü öğleden sonra kefilin kefaletinin olmadığı ve 4.000,00 TL bedelli yeni bir kira kontratı yapıldığını, anılan kira kontratın da aynı gün Çorlu Vergi Dairesine bildirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, aylık 4.000,00 TL bedelli kira sözleşmesi hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü ile takibin 12.000,00 TL üzerinden devamına ve taşınmaz tahliye edildiğinden tahliye konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Davacı alacaklı 05.11.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak, davalı borçlu aleyhine başlattığı tahliye talepli icra takibi ile 2012 yılı Kasım, Aralık, 2013 yılı Ocak ayına ait aylık 8.000,00 TL’den 24.000,00 TL asıl kira alacağı ile 1.365,12 TL vergi zıyaı cezasının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili açılan davaya karşı yaptığı savunmasında 05.11.2012 başlangıç tarihli aylık 4.000,00 TL bedelli kira sözleşmesini ibraz ederek aylık kira parasının 4.000,00 TL olduğunu savunmuş davacı vekili ise davalıca ibraz edilen kira sözleşmesinin vergi dairesine ibraz edilmek üzere imzalandığını ileri sürmüştür. 05.11.2012 başlangıç tarihli ve 4.000,00 TL bedelli kira sözleşmesinin 8.000,00 TL bedelli kira sözleşmesinden sonra imzalandığı tarafların kabulündedir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık aynı taşınmaz için düzenlenmiş 05.11.2012 başlangıç tarihli, aylık 8.000,00 TL ve aylık 4.000,00 TL bedelli sözleşmelerden hangisine itibar edileceği noktasındadır.05.11.2012 tarihli ikinci sözleşmede ilk sözleşmenin feshedildiği ya da sona erdirildiği yönünde bir şerh bulunmadığı gibi, ilk sözleşmenin yapılmasından sonra aylık kira parasının fahiş oranda 8.000 ,00 TL den 4.000,00 TL ye indirilmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Tüm bu var olan durum karşısında davalının dayandığı kira sözleşmesinin kira bedelini belirlemenin dışında başka bir nedenle düzenlendiği ve muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın tarafların gerçek iradesine uygun olarak düzenlenen 05.11.2012 başlangıç tarihli ve aylık 8.000,00 TL bedelli kira sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekirken muvazaalı kira sözleşmesi esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.