Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


Boşanma davasında verilen uzaklaştırma kararı nedeni ile yapılan fesih haklıdır

YARGITAY

7. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2016/10639

Karar Numarası: 2016/7793

Karar Tarihi: 31.03.2016

(İş Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2-Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin davalı işverence haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedildiğini belirterek bazı işçilik alacaklarının tahsili istemiştir.

Davalı vekili, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İş sözleşmesinin feshi ve bu bağlamda davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.

Dosya kapsamı, dosya içerisinde yer alan ceza mahkemesi kararları yine taraflar arasında görülen ve boşanma ile sonuçlanan dava dosyası içeriği dikkate alındığında; davacının davalıya evlilik birliği devam ederken yönelen eylemleri sebebiyle iki kez müessir fiil ve bir kez de hakaret suçundan mahkum olduğu, bu davanın davalısı tarafından boşanma davası açıldığı ve eşe yönelen haksız eylemleri dolayısıyla mahkemece davacı … (Canatan) hakkında işyerinden 3 ay süreyle uzaklaştırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Karara esas alınan bilirkişi raporunda da söz konusu uzaklaştırma kararı ile fiili çalışmanın bittiği kabul edilerek akdin sona erdiği kabul edilmiştir. Davacı işçinin haksız eylemleri sebebiyle mahkemece davacının işyerinden uzaklaştırılmasına karar verilmiş olmakla iş akdinin işverence akdin haksız olarak feshedildiğinden bahsedilemez. Bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulü hatalıdır.

3-Davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hakkında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

Somut olayda; davacı taraf fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının ispatı bakımından tanık dinletmiş olup tanıklardan bir kısmı davacının yakın akrabası bir kısmı ise işyeri müşterilerinden ibarettir. Tanıkların beyanları işyeri çalışma düzenini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyan beyanlar değildir. Keza yukarıdaki bentte değinildiği üzere davacının eşe karşı eylemleri sebebiyle devam eden yargılama süreçleri, taraflar arasında devam eden boşanma davası, işyerinden uzaklaştırmaya kadar giden süreç nazara alındığında, davacının normal çalışma saat ve günlerini aşan fazla çalışma yaptığını düşünmek hayatın olağan akışına aykırı olacaktır. Belirtilen gerekçelerle davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil alacaklarının hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 31.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.