Haksızlık(lar) karşısında susmayın ve hukukî yollardan hak(lar)ınızı da arayın!


8 yaşındaki çocuğun “Anneme sürpriz yapacağım, evdeki buzdolabını satmak istiyorum.” şeklindeki teklifini kabul eden spotçunun eve girip 25 TL’yi çocuğa verip, buzdolabını alıp götürmesi hırsızlık suçunu oluşturur

YARGITAY

23. CEZA DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/1902

Karar Numarası: 2015/2758

Karar Tarihi: 22.06.2015

ÖZETİ: Somut olayda; 8 yaşında olan çocuğun, “anneme sürpriz yapacağım, evdeki buzdolabını satmak istiyorum” şeklindeki teklifini kabul eden sanığın, belirtilen ikamete girerek, 25 TL parayı B.’a verip söz konusu buzdolabını alıp götürmesi şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin, 5237 Sayılı TCK’nın 142/1.b maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, kabule göre de; 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğu” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Katılanın ikametinde bulunduğu sırada eşi ile yaptığı telefon görüşmesinde; evdeki buzdolabını satacağına dair yaptığı konuşmasını duyan 8 yaşındaki oğlu B.’ın, ertesi gün annesinin işe gitmesinden sonra dışarıda oyun oynadığı sırada; 2. el eşya alım satım işi ile uğraşan sanığı görmesi üzerine yanına giderek “anneme sürpriz yapacağım, evdeki buzdolabını satmak istiyorum” şeklinde yaptığı teklifi kabul eden sanığın, belirtilen ikamete girerek, 25 TL parayı B.’a verip söz konusu buzdolabını alıp götürmek suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;

1- ) Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükme yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;

5271 Sayılı CMK’nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasını geri bırakılmasına” dair karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 Sayılı CMK’nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanığın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulüyle görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için dosyanın incelenmeksizin MAHALLİNE İADESİNE,

2- ) Dolandırıcılık suçundan verilen hükme yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;

a- ) Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya bir başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Mağdurda zayıf da olsa bir irade ve bilinç var olmalıdır. Akla uygun davranma demek, belli bir olay karşısında normal insanlardan çoğunun izleyeceği davranışa uygun hareket etmek demektir. Hakim, somut olayın mahiyetini, kişinin içerisinde yaşadığı sosyal çevreyi, yaşını ve bu kapsamda gelişme derecesini, muhakeme ve fikrî becerisini göz önünde tutarak aldatılmaya elverişli bir iradesinin var olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapması gerekecektir. Algılama yeteneğinin çok zayıf olması veya hiç olmaması halinde, aldatılması gereken bir irade söz konusu olmayacağından dolandırıcılık suçundan bahsedilemeyeceğinden hırsızlık suçu söz konusu olacaktır. Ceza sorumluluğu olmayan 12 yaşını bitirmemiş çocukların, yaptıkları hareketlerin anlam ve sonuçlarını bilemeyeceklerinden aldatılmalarından ve dolandırılmalarından bahsedilemeyeceği dikkate alınarak; somut olayda; 8 yaşında olan çocuğun, “anneme sürpriz yapacağım, evdeki buzdolabını satmak istiyorum” şeklindeki teklifini kabul eden sanığın, belirtilen ikamete girerek, 25 TL parayı B.’a verip söz konusu buzdolabını alıp götürmesi şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin, 5237 Sayılı TCK’nın 142/1.b maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

b- ) Kabule göre de; 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğu” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak karar verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, CMUK’nın 326 /son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.